Müslüman Çerkes Platformu

Haberler-Türkiye






 KİM BU BUDİSTLER...

Arakan'da Müslümanları katleden Budist Myanmar hükümetine silahlar Türkiye'den gitmiş Bunu biz değil Myanmar'ın Endonezya Büyükelçisi söylüyor.

Budist Myanmar hükümetinin desteğiyle 2011 yılından itibaren şiddetini artırarak Arakanlı Müslümanlara kan kusturan Budist çeteler, tüm dünyanın gözü önünde Müslümanları her türlü zillete mahkum ederken, korkunç bir gerçek ortaya çıktı. Myanmar’ın başkenti Rangoon’da 14 Eylül 2014 günü  yayınlanan R. Republica  gazetesinde yer alan bir haber adeta insanın kanını donduruyor. Haberde Myanmar’ın Endonezya Büyükelçisi Ito Sumardi ülkesinin Türkiye ve Güney Kore’den  silah alımı yaptıklarını açıklıyor. 2013 yılı Budistlerin Arakan’da toplu katliam yaptığı yıl olarak biliniyor.

 

 Budistlere Uygulanan Silah Ambargosu Delindi

AB uzunca bir süreden beri Myanmar yönetimine askeri ambargo uyguluyor. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, düzenlediği basın toplantısında, bu durumu, “Bugün Myanmar’la ilişkilerimizde ekonomik ve siyasi yaptırımları sonlandırarak uzun bir faslı kapattık. Geriye sadece silah ambargosu kaldı” sözleriyle deklare etmişti. Öte yandan, Budist yönetim ambargoyu delmek için farklı yollar deniyor. AB’nin silah ambargosu uyguladığı Budist yönetime  Türkiye ve Güney Kore’nin silah satışı büyük resme bakınca daha iyi anlaşılıyor.

Endonezya’dan Alımlar Devam Ediyor

Hükümetin Endonezya ile silah alımı konusunda anlaşmaya vardığı ancak silahların 2016 yılında teslim edileceği kaydediliyor. 2016 yılında olmasının sebebi ise Türkiye ve Güney Kore’den alınan silahların varlığı. Ito, şimdilik Endonezya’dan kurşun geçirmez yelek, kask, göz yaşartıcı gaz, kalkan alacaklarını söylüyor.

Cevap Bekleyen Sorular

Türkiye’de hangi kurum ve kuruluşların Myanmar yönetimine silah satışı yaptığı sorusu cevabını arıyor. Kim ya da kimler bu satışa aracı oldu?

Budistler Müslümanları doğrarken bu silahların kimlere karşı kullanılacağını hesaba katmadan, para hırsı ile Müslüman kardeşinin, ırz ve namusuna tasallut eden Budistlere, yapılan silah satışına niçin göz yumuldu?

Haberde adı geçen Pındad Ltd.Co. şirketinin Türkiye ile bağlantısı ne?

Müslümanları katleden Myanmar Devleti’ne 2013 yılında Endonezya firması Lucas PINDAD Aerospace Ltd.Co şirketi aracılığı ile silah satılmış mıdır?

Satılmışsa tutarı ne kadardır? Türkiye’de milyonlar Arakanlı kardeşleri için sokaklara çıkarken, miting ve gösterilerle zulmü telin ederken, bütün bu ağıtlara kulak tıkayarak Budistlere silah satan, o ‘Budistler’ kim…

Müslüman Ülkelerin Aymazlığı

Müslüman halklar Arakanlı kardeşleri için kâh dua edip kâh ekonomik yardımda bulunup, dertlerine derman olmaya çalışırken, Müslüman ülkelerin  yöneticileri, ne yazık ki katillere açıkça lojistik destek sağlıyor. Halklar ve yönetimler arasıdaki bu uçurum en çok İsrail ile devam eden ilişkilerde göze çarpıyor. Filistin’de yıllardır katliam yapan İsrail ile ticari ve ekonomik ilişkilerini sürdüren Müslüman ülkelerin bu ikircikli  tutumu, direnen Müslüman halkların kolunu kanadını kırıyor. Türkiye ve Endonezya’dan Myanmar’a silah satışı bu vahametin en iyi örneği.

Müslümanların Gönderdiği Yardımlar Budistlere Dağıtılmıştı
Myanmar’da yaşayan Arakanlı Müslümanlara Budist katillerin yaptığı zulüm ayyuka çıkarken, tüm dünyadaki Müslümanların Arakanlılara gönderdiği yardımların Budistlere gittiği ortaya çıkmıştı. Türk Kızılay’ı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar döneminde toplanan yardımların Kızılhaç ve Myanmar hükümetine teslim edildiğini açıklamıştı. Akar, Myanmar hükümet otoritesini ve oradaki Kızılhaç’ın partnerliğini kabul etmek zorunda olduklarının altını çizmişti. Müslümanların Arakan için gönderdiği zekatlar ve diğer yardımlar aynı zamanda Budistlere de dağıtılacağı alenen belirtilmişti.

Budist Mynamar hükümetinin desteğiyle 2011 yılından itibaren şiddetini artırarak Arakanlı Müslümanlara kan kusturan Budist çeteler, tüm dünyanın gözü önünde Müslümanları her türlü zillete mahkum ederken, korkunç bir gerçek ortaya çıktı. Myanmar’ın başkenti Rangoon’da 14 Eylül 2014 günü  yayınlanan R. Republica  gazetesinde yer alan bilgiler adeta insanın kanını donduruyor. Haberde Myanmar’ın Endonezya Büyükelçisi  Ito Sumardi ülkesinin 2013 yılında Türkiye ve Güney Kore’den  silah alımı yaptıklarını açıklıyor. 2013 yılı Budistlerin Arakan’da toplu katliam yaptığı yıl olarak biliniyor.

Myanmar’ın başkenti Rangoon’da 14 Eylül 2014 günü  yayınlanan R.Republica  gazetesi’nde yer alan bilgiler adeta insanın kanını donduruyor. ”İsyancılara karşı güvelik ekipmanları tahsisi ” adlı haberde Myanmar’ın Endonezya Büyükelçisi  Ito Sumardi ülkesinin 2013 yılında Türkiye ve Güney Kore’den  silah alımı yaptıklarını açıklıyor. 2013 yılı Budistlerin Arakan’da toplu katliam yaptığı yıl olarak biliniyor. Haberde Hükümetin sürekli silah alımı içinde olduğu dikkat çekiyor. Hükümetin Endonezya ile silah alımı konusunda anlaşmaya vardığı ancak silahların 2016 yılında teslim edileceği kaydediliyor. 2016 yılında olmasının sebebi ise 2013 yılında Türkiye ve Güney Kore’den alınan silahların varlığı. Ito şimdilik Endonezya’dan kurşun geçirmez yelek, kask, göz yaşartıcı gaz, kalkan alacaklarını söylüyor.

PINDAD ltd.co. Firması kiminle bağlantılı?

Müslümanları katleden Budist Myanmar devletine 2013 yılında PINDAD Ltd.Co. şirketi aracılığı ile silah satışı yapıldığı ifade ediliyor. 2016 yılında da söz konusu PINDAD Ltd.Co. şirketi aracılığı ile silah siparişi alım anlaşmaları imzaladığı ifade ediliyor. Myanmara’a silah satışı yapan Türkiye’nin bu şirketleri ne tür bir bağlantısı olduğu bilinmiyor.

Müslüman Ülkelerin Aymazlığı

Müslüman halklar Arakanlı kardeşleri için kah dua edip kah ekonomik yardımda bulunup, dertlerine derman olmaya çalışırken, Müslüman ülkelerin  yöneticileri, katillere açıkça lojistik destek sağlıyor. Halklar ve yönetimler arsıdaki bu uçurum en çok İsrail ile devam eden ilişkilerde göze çarpıyor. Filistin’de yıllardır katliam yapan İsrail ile ticari ve ekonomik ilişkilerini sürdüren Müslüman ülkelerin bu ikircikli  tutumu, direnen Müslüman halkların kolunu kanadını kırıyor.

AB ‘nin Yapmadığını Türkiye Mi Yapt?

AB uzunca bir süreden beri Myanmar yönetimine askeri ambargo uyguluyor. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, düzenlediği bir basın toplantısında, bu durumu “Bugün Myanmar’la ilişkilerimizde ekonomik ve siyasi yaptırımları sonlandırarak uzun bir faslı kapattık. Geriye sadece silah ambargosu kaldı.” sözleriyle deklare etmişti. O zaman şu sura önem kazanıyor. AB’nin silah ambargosu uyguladığı Budist yönetime silahları Türkiye ‘mi sattı?

Müslümanların Gönderdiği Yardımlar Budistlere Dağıtılmıştı

Myanmar’da yaşayan Arakanlı Müslümanlara Budist katillerin yaptığı zulüm ayyuka çıkarken, tüm dünyadaki Müslümanların Arakanlılara gönderdiği yardımların Budistlere gittiği ortaya çıkmıştı. Türk Kızılay’ı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar gelen yardımların Kızılhaç ve Myanmar hükümetine teslim edildiğini açıklamıştı. Akar, Myanmar hükümet otoritesini ve oradaki Kızılhaç’ın partnerliğini kabul etmek zorunda olduklarının altını çizmişti. Müslümanların Arakan için gönderdiği zekatlar ve diğer yardımlar aynı zamanda Budistlerle de dağıtılacağı da alenen belirtilmişti.

Amaç Müslümanları Yok Etmek

Myanmar’daki  rejim, uzun yıllar etnik olarak Burmalı, dini olarak da  Budistlerden oluşan  bir ulus-devlet inşa etmeye çalıştı. Bunun dışında lakan Müslümanları ise ya katlederek ya da göçe zorlayarak, yok etmeye çalıştı. Myanmar’da halkın yüzde 90’ı Budist. Müslümanlar nüfusun yüzde 4’ünü oluşturuyor.

ÖZEL HABER- MİLLİ GAZETE

PKK Çerkesler üzerinde oyuna başladı

PKK Çerkesler üzerinde oyuna başladı
  • halkından önemli ölçüde desteğini yitirmeye başlayan kanlı terör örgütü PKK şimdi de pis ellerini Çerkeslere uzattı. Senaryo oldukça korkunç...







Uzun zamandır kanlı saldırılar gerçekleştiremeyen ve halk desteğini önemli ölçüde kaybeden eli kanlı terör örgütü PKK, yeniden destek arayışına girerken bu defa pis ellerini Çerkeslere uzattı.
 
Terör örgütü yandaşı yayın organlarına servis edilen haberde Çerkes asıllı Zozan Cudi kod isimli Ayşe Baykal'a ait olduğu iddia edilen sözlere yer verildi. İddiaya göre "PKK’ye katılarak kendi gerçekliğiyle yüzleştiğini" söyleyen Ayşe Baykal "PKK’ye katılarak yeni bir okul ve hayata adım attığını" ifade ediyor.
 
Kadın teröristlerin daha çok erkek teröristlerin cinsel ihtiyaçlarını gidermek için kullanıldığı bir gerçekken servis edilen haberde buna hiç yer verilmiyor... Kürtlerle birlikte Çerkesleri de kışkırtmayı amaçlayan haberde oynanacak yeni oyunun ipuçları da yer alıyor. Haberdeki şu ifadeler oynanacak senaryonun korkunçluğunu gözler önüne seriyor.
 
"Yılarca Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetinin ordularında Kürtler gibi en kritik dönemlerde etkili birer kuvvet olarak rol oynayan Çerkesler de Kürtlerle benzer bir kaderi paylaşıyor. Türkiye’de asimilasyon çarklarından geçen ve görünür olmaktan çıkarılan Çerkesler,  bu politikaların sonucu kültürel olarak neredeyse yok olmanın eşiğine getirildi."
 
Çerkeslerin asla dağa çıkmayacağını ve hainlik yapmayacağını bilen teröristler ise iddialarıyla ne kadar alçak olduklarını da gözler önüne seriyorlar. 
 
Oysa bu oyun daha önce görülmüş ve BDP'li Sakık'ın 'BDP sıralarına bir Çerkesi oturtacağız' sözlerine CHP Sakarya Milletvekili Özkoç'tan sert tepki gelmişti...  Özkoç; 'Bize çekin gidin diyenler bizi savunamaz. Çerkesler bu topraklara ihanet etmedi.'  demişti.
 
Evet Çerkesler asla bu vatana ihanet etmedi ve etmeyecek...
http://www.haber46.com/haber/29193/pkk-cerkesler-uzerinde-oyuna-basladi.htm

 

                                           

 

İŞTE TÜRKİYE İSTATİSLİK KURUMUNUN KORKUNÇ VERİLERİ...

 

Türkiye’de geçen yıl suça sürüklenen çocuk sayısı 115.439.

Öte yandan suç işleme sayısı bir önceki yıla göre %14.5 oranında artmıştır.

Geçen yıl güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocuk sayısı 273.571 olmuştur.

Bu sayıda da bir önceki yıla göre %11.6 oranında artış vardır.

Geçtiğimiz yıl adli birimlere teslim edilen çocuk sayısı 103.278’dir.

Çocuklar arasında uyuşturucu kullanımı 11 yaşın altına düşmüştür.

 

48 binden fazla çocuk bağımlılık yapan madde kullanımı nedeniyle güvenlik birimlerine teslim edilmiştir.

Bunlar az buz rakamlar değildir. Yaklaşık 300.000 ailenin dramıdır.

Maalesef Milli Eğitim politikaları, aile politikaları, gençlik politikaları problem üretmektedir.

 

Kültür bakanlığımızın, medya kuruluşlarımızın değerlerimize yaklaşımı tam bir fecaattir.

Televizyon dizileri, internet, tabletler, akıllı telefonlar, bilgisayarlar çocuklarımızı bizden çalmaktadır.

 

Aileler bu hırsızlığın farkına varamamakta ya da geç varmaktadırlar.

Öte yandan bu ülkede cezaevleri dolup taşmaktadır.

Hırsızlıktan 28.325 kişi

Uyuşturucudan 26.906 kişi

Cinayetten 26.163 kişi

Yaralamadan 18.697 kişi

 

Gasptan 11.957 kişi

Cinsel suçlardan 11.957 kişi

Sahtecilikten 6.095 kişi tutuklu ya da hükümlüdür.

Son 10 yılda boşanma oranı %38 artmıştır.

2009 yılında 262 bin 364 hasta psikoloğa giderken, 2013 yılında 1 milyon 498 bin hasta psikoloğa gitmiştir.

 

Geçtiğimiz yıll İstanbul’da 6 milyon 523 bin kutu antidepresan kullanıldı.

Sağlık bakanlığı raporunda cinsel yolla bulaşan hastalık taşıyan 10.232 kişi var.

Bunlardan 7.528 HIV/AIDS hastası.

Frengi hastası sayısı ise 2.634.

HIV seyiri: 2010: 557, 2011: 619, 2012: 973, 2013: 1220.

 

Türkiye HIV değerlendirmesinde düşük rakamlı ülkeler arasında yer alsa da hasta sayısının sürekli artması endişe verici.

Haziran 2014 itibariyle toplam kredi hacmi 1 trilyon 123 milyar 474 milyon liraya çıktı.

 

Vatandaşın bankalara olan toplam borcu 348, 3 milyar lira

Bunun 260,8 milyar lirasını tüketici kredileri.

87,5 milyar lirasını da kredi kartları borcu oluşturdu.

Ve ülkemizde her 2 buçuk saatte bir intihar vakası yaşanıyor.

Madenlerde kazalar ve ölümler devam ediyor.

 

Yine ülkemizde asgari ücret açlık sınırının altında ve restorasyon metninde insan onuruna yakışır bir asgari ücret cümlesi yer almıyor.

İşte tam bu noktada size gazetelerde yar alan bir magazin haberini, Bugün gazetesinden Okan Işık’ın haberini aktarmak istiyorum:

 

["Kaderimin Yazıldığı Gün" adlı dizide başrol oynayan Özcan Deniz bölüm başı 96.000 lira alıyor. Hatırı sayılır bir rakama (96.000 liradan fazla olduğu ima ediliyor) imza attığı söylenen kadın başrol oyuncu Songül Öden "Mutlu olduğum projelerde yer alıyorum, paradan daha kıymetli olan şey, sette huzurlu ve mutlu olmaktır" dedi..

 

Ünlü artistlerin (bölüm başı) ücretleri şöyle: Beren Saat 69.000, Tuba Büyüküstün 65.000, Bergüzar Korel 55.000, Hazal Kaya 40.000, Serenay Sarıkaya 30.000, Fahriye Evcen 25.000, Farah Zeynep Abdullah 25.000 lira.

 

Yapımcıların bölüm başına televizyonlardan aldıkları ücretler ise 200-700 bin dolar arasında değişiyor. Muhteşem Yüzyıl'ın yapımcısı 2013-14 sezonunda 36,7 milyon lira kazanırken, urtlar Vadisi Pusu aynı sezonda yapımcısına 34,9 milyon lira kazandırdı.

 
Şeytanın Askerleri
 

Şeytanın Askerleri
15 Eylül 2014 Pazartesi 03:51
Kanla ve işgalle temeli atılan Birleşik Devletlerin zulÜmlerini okyanus ötesine taşıyan isimler yan yana dizilmiş Ömürleri boyunca yaptıkları gibi yine ellerinde küreklerle yine kuyu kazıyorlar. Bu karEdeki yüzlerE iyice bakın ve hafızalarınıza kazıyın Huzur-u mahşerde iki elimiz yakalarında olacak çünkü
 

Katliamları Bush’un  Gölgesinde Kaldı

ABD’nin 67. Dışişleri Bakanı olan HIllary ClInton, dönemin Başkanı oğul Bush’un gölgesinde kalsa da terör bahanesiyle çok sayıda katliama imza atmıştı. Senatörken Irak’ın işgaline evet oyu veren Clinton, ‘Zor Seçimler’ kitabında  Türkiye’den sinir bozucu ortak olarak bahsetmişti. Hillary Clinton, bakanlığı sırasında İran’ın nükleer programıyla ilgili diplomatik çözüm arayan ülkelerin dünyayı daha tehlikeli hale getirdiğini öne sürdü. Clinton 2011 yılında Türkiye’ye yaptığı ziyarette, iç işlerine yönelik haddini aşan eleştirilerde bulunmuştu.

Soros’un Fikir Babası Müslüman Düşmanı

Yahudi olan ve ABD’nin derin aklı olarak bilinen Henry KIssInger, Ortadoğu’nun bu hale gelmesinin temellerini atmıştır. Siyonist Kissenger Irak–İran savaşı hakkında sarf ettiği, “Bizim amacımız Müslümanların birbirlerini öldürmelerini sağlamaktı” sözleriyle Müslümanlara duyduğu kini dışa vurmaktan çekinmemişti. Şili’de Başbakan Salvador Allende’nin askeri darbeyle devrilmesinde, Vietnamın işgalinde de parmağı olan Kissinger, turuncu devrimlerin mimarı olan ünlü para spekülatörü George Soros’un da fikir babası.

Bağımsız Filistin’in Kurulmasını Engelleyen İsim

Tüm dünyayı kana bulayan baba Bush’un sağ kolu olarak bilinen James Baker, bağımsız bir Filistin Devleti’nin oluşumunu Birleşmiş Milletler ajanslarına yapılan finansmanın kesileceği tehdidiyle engelleyen isim. Baker, I.Körfez Savaşı öncesinde Irak’a karşı yapılacak saldırıda uluslararası bir şer koalisyonunun oluşumunu sağladı. Baba Bush’tan sonra oğul Bush’a da hizmet eden Baker, 2003 yılında oğul Bush tarafından Irak’taki katliamlara hazırladığı zemin yetmiyormuş gibi Irak’ın borçlarından sorumlu özel elçi olarak atandı.

Döneminde 28 Şubat Gerçekleşti

Yahudi asıllı MedlIn AlbrIght’ın bakanlığı sırasında Türkiye’de 28 Şubat Darbesi gerçekleşmiş, ABD’nin çanak tuttuğu bu darbe ile Türkiye’deki Müslümanlara büyük bir baskı uygulanmıştır. 1996 yılında bir TV programında, Medlin Albright’a, ABD’nin açtığı savaş ve uyguladığı yaptırımların yarım milyon Iraklı çocuğun ölümüne neden olmasının ödenebilecek bir bedel olup olmadığı sorulmuş. Medlin Albright ise, “Bu çok zor bir seçim, ama bunun ödemeye değer bir bedel olduğunu düşünüyoruz” cevabını vermişti.

Görev Yaptığı 30 Yıl İçinde Hiç İsrail Aleyhine Çalışmamış

John Kerry döneminde de değişen bir şey olmadı. Libya, Mali’, Tunus ve Mısır’da yaşanan kargaşanın ve dökülen kanın müsebbibi olan Kerry, şu günlerde daha fazla Müslümanın kanını dökecek yeni şer plânları için mekik dokuyor. Kerry, İsrail’in geçtiğimiz aylarda Gazze’de yaptığı katliamlara ilişkin olarak “İsrail’in kendisini roketlerden, tünellerden korumasını tamamen destekliyoruz” demişti. Kerry bir açıklamasında, ABD Senatosu’nda 30 yılı aşkın görev süresinde İsrail’in lehine hareket ettiğinin altını çizmişti.

Mezhep Çatışmalarının Fitilini Ateşledi

Bush’un Dışişleri Bakanlarından ColIn Powell, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’nin temellerini atmış ve İslam dünyasında Şii ve Sünni kavgasını körükleyenlerin başında gelmiştir. ABD’nin Irak işgalinde de büyük rol oynayan Powell, ABD Genelkurmay Başkanı olduğu 1991 yılında  I. Körfez İşgali yaşanmıştı. 2005 yılında bir televizyon röportajında, 2003’ün Şubat ayında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde, Irak’ı kitle imha silahları üretmekle suçladığı konuşmasının, yaşamında bir leke olarak kalacağını belirtmişti.

Sen, sen, sen… Şeytanın büyüğü SEN!

Hagel geldi gitti, Kerry geldi.

Koalisyonmuş… Çekirdekmiş…

Bu sözlere karnımız tok.

Amacını da biliyoruz, bundan önceki icraatlarını da…

Sen gelmeden önce,

Kan yoktu…

Kardeş kavgası; senin savaş gemilerinle, uçaklarınla taşındı buralara…

Cami bombalamak, intihar bombacısı seninle birlikte geldi…

Sen geldin, can güvenliği gitti.

Mal güvenliği, namus güvenliği rafa kalktı…

Anne ile evladı sen ayırdın…

İki kardeşi birbirinden kopardın…

Öksüz, yetim bıraktın binlercesini…

Tıpkı kadınları dul, kocaları eşsiz bıraktığın gibi…

Senin emrinle, sabah ezanıyla bomba sesleri birbirine karıştı Bağdat’ta…

İlk kurşunu, “Essalatu hayrun minennevm/ Namaz uykudan hayırlıdır” sedasıyla birlikte sıktın.

Saddam’ı da  arefe günü idam sehpasına çıkartmıştın..

Sabaha kurbanlarını eda edecekti Müslümanlar...

Bayram edecekti, zehir ettin bayramlarını…

Biliyoruz özellikle seçiyorsun bu zaman dilimlerini…

Bilmeyenler/bilmek istemeyenler için de bir kez daha not ettik...

 

Sen, sen, sen…

Evet bütün bu acıların müsebbibi sensin..

Keşke… Keşke, okyanus ötesinden kalkan savaş uçakların Bağdat’a ulaşamasaydı… Okyanusa gömülüp denizin karanlıklarında kaybolsaydı.

Savaş gemilerin karaya otursaydı. Keşke, Adana’dan İncirlik’ten kalkan savaş uçakların Bağdat semalarından kan kusarken, sorti yaparken dağa/taşa çakılsaydı. İskenderun Limanı’ndan Irak’a taşıdığın bombalar Coni’lerinin kucağında patlasaydı… Ahhhh keşke…

Keşke bu sözleri Hagel’in ve Kerry’nin suratına söyleyecek bir “Babayiğit” çıksaydı Ankara’dan… Olmadı bari kulaklarına fısıldasaydı. Anlamadılar mı?

Deseydi ki, “Bizden ne istiyorsun?”

Çekirdek koalisyonuna yani yeni işgal çetesine ve hatta ölüm mangasına destek mi?

Biz de sizden tek bir şey istiyoruz.

Hayır silah değil. Para da değil. Tek bir şey...

Sizden 19 Mart 2003’teki Irak’ı istiyoruz.

“Ne oldu niye yutkundunuz!” diyebilseydik.

Ortamda oluşan sessizliği yine biz bozsaydık.

Sizden önce IŞİD de yoktu. Cümlelerini suratına patlattıktan sonra, “Sizin 2003 yılına dönmen ne kadar imkânsızsa, bizim de sizin safınızda yer almamız o kadar imkânsız” deyip görüşmeyi bitirebilseydik. Sizce ne kaybederdik!

milli gazete
http://muslumancerkes.tr.gg/Haberler_T.ue.rkiye.htm
 

 





Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol